En Geniş Kitle Çalışması İçinde En Dar Kadro Çalışması

En kaba biçimiyle “kitle içinde kadro çalışması” olarak yorumlanan bu ilke, kitleleri nötr ya da tamamıyla edilgen kabul etmekte ve çalışma yapan kadrolara kerameti kendinden menkul işlevler yüklemektedir. Yani salt kitlelerin içine gitmek ve orada çalışma yapmak değerli bir yöntem olarak görülmektedir. Bu anlayışa göre, “öncü-önder” gücünü zaten kendisinde başından itibaren (a priori-eylem öncesinde) bulunan öncülük-önderlik yeteneğinden almaktadır. Öncülük ona tarih (mücadele) dışı evrensel bir kudret olarak verilmiş gibi davranır. Aynı şekilde, kitleyi tamamen vasıfsızlaştırarak ona bir şeyler vermeyi (sözde devrimci politika), boş kağıdı doldurmak gibi basit bir işlem olarak görmektedir.

Oysa marksizme göre, önderlik-öncülük, ancak kitle eylemi çerçevesinde anlamlıdır. Öncü eylem, kitle eyleminin önünü açmak, kitlenin yaratıcı potansiyelini harekete geçirmek, kitlelere ilham verebilmek amacıyla gerçekleştirilir. Bu noktada, “kadro çalışması” ve “kitle çalışması”, militan kitle politikasının kategorik değer taşıyan iki çalışma düzeyi olarak olmazsa olmaz biçimde birbirini tamamlarlar. Gençlik kitlelerini özgürleştirici bir yaşam tarzına çağıran devrimci gençlik hareketinin çeşitli akımları, bu kitlelere mutlaka devrimci bir politika (aslında tasarım) önermelidir. Devrimci politika somut koşullara bağlı olarak bütünsel ya da tekil olabilir; anti emperyalist, anti faşist, para-kredi sistemi karşıtı ya da aile, çevre, savaş konularında olabilir. Her ne olursa olsun, bunun mutalaka bir kitle eylemi formu kazanabilecek bir niteliğe sahip olması gerekir. Kitlelerin, öncü eylemi zenginleştirerek yeniden üretebilecekleri olanaklar, zaten kadro eyleminin taşıması gereken içkin özellikleri arasında yer almaktadır. Öncünün eyleminin kitlenin eylemine dönüşmesi ilkesi esasında devrimci bir hareket tarzı ve demokrasi anlayışı böylece basit bir kitle çalışması düzleminde bile bugünden gerçekleşme olanağı bulur.

Sistemi radikal olarak sorgulayan devrimci gençlik hareketinin düzen dışı ve düzen karşıtı olmasının somut anlamı, bu ilkelerin gündelik yorumlarında saklıdır. Devrimci hareket, kapitalizmin alternatifi, muarızı, muhalefeti ve hatta basit olarak karşıtı değil, devrimci hareket kapitalizmin aşılmasıdır. Bu nedenle, kitle çalışması anlayışının esası, kitleleri burjuvazinin yapmadığı biçimlerde, bu biçimleri evrensel özgürlük değerleriyle kaplayarak yönetmek değil, radikal olarak “kitleleri yönetmek” anlayışından kopmaktır. Kuşkusuz bu ilkeyi, soyut romantik ya da ideal biçimleriyle değil, onu somut bir çatışma içinde canlı bir pratik olarak değerlendirmek, safiyane aydın titizliğiyle, ademi-merkeziyetçi bir yaklaşımla, sivil toplumcu bir ahlakla yorumlamak değildir. Merkezi faşist bir sisteme karşı mücadede bu ilkeler, uyarlandığı somut örgütsel koşullara bağlı olarak en saf/ideal haliyle değil, özgün somut biçimlerde uygulanır. Bu da her şeyden önce, bunların devrimci bir savaş örgütünün mücadele silahı ihtiyacı çerçevesinde yorumlanması anlamına gelmektedir.